Bugün de günlerden ilkokuldaki ilk arkadaşımdı. Yıllar yıllar sonra bir araya gelip bambaşka konularda konuşabiliyor, hala birlikte gülebiliyor olmak gerçekten insana huzur veren bir şey. Ama bugünün bana hissettirdikleri bambaşka.
O da benim gibi İzmir'den ayrılıp üvey ana kollarında ayakta kalmaya çalışıyor. Dolayısıyla sohbetin tabanını "İzmir" ve "İzmir'de hayat" oluşturuyor. Kelimelerin birbirini kovaladığı, yetiştirilmeye çalışılan zihne kazınmış mevzuların yüksek atlamalarla dile getirildiği bir 4 saat geçirdik birlikte. Yine çok şey kattık birbirimize, inanıyorum ki yeni bakış açılarıyla ayrıldık birbirimizden. Belki de bu yüzden sosyal platformlara çok da kızmayanlardanım ben, eski dostlarımı bana hep oralar taşıdı neticede.
Bugün enerjimiz ve gülümsemelerimiz sonsuzdu. Çok daha cesur, kendinden emin cümleler vardı dilimizde; gençleşmiş, yenilenmiştik adeta. Evet, özlem gidermenin yani birbirimizin buna katkısı yadsınamazdı şüphesiz; ancak bizim buluştuğumuz payda yine "İzmir" oldu.
İzmir'de uyanmak bile bizi mutlu etmeye yetiyordu. Burada geçirdiğimiz günleri düşündük, sorunlarımız olsa da mutluyduk. Burası insanı gülümseten, içini kıpır kıpır eden, kişiyi şımartan, çocuklaştıran; doğal olarak, mutlu eden bir kent. Biz İzmir aşıkları için -evet, evet bu aşktan başka bir şey olamaz- burada yaşamak bir ayrıcalık.
Sabah işe koşarken iki boyoz kapıp alelacele yiyebilmek bile bir lüks. Akşam işten yorgun argın çıktığımda dahi Alsancak vapuruna atlayıp Konak'a kadar yürürdüm dinlenmek için. Denizin kattığı huzur hiçbir şeye değişilmez ama sahil şeridini izlerken biriktirdiğim anıları yaşamak da bana haz verirdi.
Bu hafta, değişen ulaşım ağına ayak uyduramamışken bindiğim otobüste, ineceğim durağı seçmeye çalışıyordum; yanımdaki teyze de her şeyi bir kenara bırakıp benimle beraber durak aradığında. Durağı ayırt ettiğimde o da en az benim kadar mutluydu, tanımadığı birisi sorun yaşamadığı için. Benimle durak arayan teyze ya da elimde valizimle binmem gereken otobüsü aradığım sırada gülerek "Dur kızım, senin otobüsün şu tarafta, ben seni götüreyim, çok zorlandın sen." diyen amca; iyi ki varsınız yahu. İyi niyet, samimiyet ve güler yüz; en çok hasretini çektiklerimden. Siz güler yüzlü İzmir insanları! Bir şekilde hayatımda olduğunuz sürece bu hayat da bana hep güzel gelecek.
Merak ediyorum: Havan mı, suyun mu, insanın mı seni özel kılan yoksa bu da sadece anlamsız memleketçilik oyunu mu? Daha neler neler var içimde sana dair ama bugün sadece kokluyorum seni, kışın soğuk ve sıkıcı günlerinden birinde anacağım seni asıl; o zamana saklıyorum içimdeki kıymetli cümlelerini...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder