2 Kasım 2013 Cumartesi

Selam Olsun Kelimelere


Bir sabah uyandığımda içimdeki tüm kelimelerin yok olduğunu fark etmekten korkuyorum. Günden güne, içimde sıkışan kelimelerin etkisiz çığlıklarının bir çeşit faranjite yakalandığına inanmaya başlıyorum. Anlatacak bu kadar çok şeyim olduğunu sanırken ağzımdan tek söz çıkmaması bunun en güçlü kanıtı bence. Peki tüm bunları hisseden yalnızca ben miyim?

Her gün onlarca durumla karşılaşıyor, ummadığımız pek çok olayda önemli roller üstleniyoruz. Ve öyle geceler oluyor ki yastığa başımızı koyunca uyumak bir yana nefes alamıyoruz. Çoğunlukla haksızlığa uğradığımızı düşünüyoruz. Yaptığımız haksızlıklarıysa genellikle yorganın altına saklıyoruz. İşte bunun ayrımına vardığımdan beri geceler benim için daha uzun. Yeterince iyi dinlemediğim çocuklar, lafını böldüğüm arkadaşlarımın hissettikleri, bana gerçekten ihtiyaç duyduğunu bildiğim halde kendi önceliklerim nedeniyle ihmal ettiklerim... Bazen de en büyük haksızlığı kendimize yaptığımızı düşünüyorum.

Kimimiz her şeyini dile getirebileceği dostlarına yakın olduğu için şanslı, kimimiz ise pek çok şeyi arada bir yapılan telefon konuşmalarına sıkıştırmak zorunda kalacak kadar şanssız. İşte bu ikinci gruptan biri olarak kendime sakladığım duygularımla kelimelerimi bir gün yitirmekten korkuyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder